Sinop Kalesi ve Cezaevi

MÖ 700

İletişim Bilgileri

Meydankapı Mahallesi, Bülent Ecevit Cd. No:13, 57000 Sinop Merkez/Sinop
Sinop Kalesi ve Cezaevi

Sinop Kalesi’nin ilk olarak MÖ 700’lü yıllarda burayı koloni haline getiren Miletliler tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Tarih boyunca birçok kez el değiştirmiştir. Kalenin hapishane olarak ilk kez ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir ancak çok eski tarihlere kadar gittiği kesindir. Osmanlı döneminde kalede bir hapishane olduğuna dair ilk kayıt 1568 yılına kadar gitmektedir. Sinop’u 1640’ta ziyaret eden Evliya Çelebi buradaki hapishane hakkında şunları yazmıştır: “Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar”.

Sinop’ta iç kalenin resmî olarak modern bir hapishaneye dönüştürülmesi ise 1887’de gerçekleşmiştir. Bu bakımdan yapı, Osmanlı’nın taşradaki ilk modern hapishaneleri arasındadır. Yapı 1997’ye kadar cezaevi olarak kullanılmış, 1999’da Kültür Bakanlığı’na devredilmiş ve müzeye dönüştürülmüştür.

Sinop Cezaevi’ni kültür tarihimizde önemli kılan bazı özellikleri vardır. Öncelikle burası, Evliya Çelebi’nin bahsettiği gibi kaçmanın olanaksız olduğu bir hapishane olarak ünlenmiştir. Bu bakımdan “Anadolu’nun Alcatrazı” olarak tanımlanmıştır.

Sinop Cezaevi’ni asıl ünlü kılan ise mahkumlarıdır. Osmanlı döneminde ünlü bir sürgün yeri olan bölgede birçok siyasî mahkûm kalmıştır. Kırım Hanı Devlet Giray, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevî Kuran, Refik Cevat Ulunay, Hüseyin Hilmi, Burhan Felek, Osman Cemal Kaygılı, Sabahattin Ali, ve Zekeriya Sertel bu mahkûmlardan bazılarıdır.

Sinop Cezaevi’nde yazılan en ünlü metinler hiç kuşkusuz Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül”, “Dışarıda Mevsim Baharmış” ve “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlarıyla bilinen “Hapishane Şarkısı” adlı şiirleri ile “Duvar” adlı öyküsüdür. Refik Halid Karay’ın “Memleket Hikâyeleri” adlı kitabında yer alan “Şaka” adlı öyküsü de 1915 Sinop’unda geçer. Sinop Cezaevi’nde kalan birçok mahkûm hatıralarını yayımlamış ve bu hatıralarında Sinop’tan bahsetmiştir.

Kaynaklar:

  • https://www.muze.gov.tr/tr/muzeler/tarihi-sinop-cezaevi;
  • http://www.sinopkulturturizm.gov.tr/TR,74872/kaleler.html;
  • Cevdet Yılmaz, “Tarihi Sinop Kalesi Cezaevi”, Eastern Geographical Review, no. 22;
  • Sabahatti Ali, Bütün Şiirleri, 2017.

Bu sayfayı paylaşabilirsiniz